1 Mayıs İşçi Bayramı, işçi hakları ve insan hakları arasındaki ayrılmaz bağı bir kez daha gözler önüne seriyor. Yüzyıllardır süregelen emek mücadelesi, çalışanların ekonomik ve sosyal haklarının kazanılmasında kritik bir rol oynamıştır. Bu bayram, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda hak arayışının ve dayanışmanın sembolüdür.
Çalışma Hakkı: İnsan Onuruna Yakışır Bir Yaşam
Çalışma hakkı, Birleşmiş Milletler tarafından 1966'da kabul edilen Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır. Bu sözleşme, taraf devletlere çalışanların ücretlerinin adil olması, sağlıklı ve güvenli çalışma koşullarının sağlanması, liyakate dayalı bir çalışma yaşamının oluşturulması ve dinlenme haklarının korunması gibi konularda yükümlülükler getirmektedir. Türkiye de bu sözleşmeye taraf olmuş ve iç hukukunda da çalışma hakkına ilişkin düzenlemeler yapmıştır.
Ancak, uygulamada karşılaşılan sorunlar, çalışma hakkının tam anlamıyla hayata geçirilemediğini göstermektedir. Kapitalizmin sömürüye dayalı yapısı, işçilerin haklarını elde etmesini zorlaştırmakta ve insan onuruna yakışır bir yaşam sürmelerini engellemektedir.
Kapitalizm ve Sömürü: Modern Kölelik
Kapitalizm, işçileri sömürerek varlığını sürdüren bir sistemdir. ILO'nun 2024 raporuna göre, dünya genelinde 27,6 milyon insan zorla çalıştırılmakta ve bu durum kapitalizme yılda 236 milyar ABD doları kar sağlamaktadır. Bu rakamlar, modern köleliğin hala devam ettiğini ve işçilerin ne kadar büyük bir sömürü altında olduğunu açıkça göstermektedir.
Türkiye'de de işçi sağlığı ve iş güvenliği konusundaki eksiklikler, iş kazalarının yaşanmasına ve işçilerin hayatını kaybetmesine neden olmaktadır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin raporuna göre, 2024 yılında en az 1897 işçi yaşamını yitirmiştir. Bu durum, işçilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve iş güvenliğinin sağlanması için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Mücadele ve Dayanışma: İşçilerin Gücü
İşçiler, ücret artışı, mesai ücretlerinin ödenmesi ve insan onuruna yakışır çalışma koşulları için sürekli bir mücadele vermektedir. Bu mücadele, sadece ekonomik hakların elde edilmesiyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda örgütlenme özgürlüğü, grev hakkı ve adil yargılanma gibi temel insan haklarının korunmasını da kapsamaktadır.
Emek Çalışmaları Topluluğu'nun raporlarına göre, işçi eylemleri kesintisiz bir şekilde devam etmektedir. 2023 yılında 1654 eylem gerçekleştirilmiş ve bu eylemlere yaklaşık 100 bin işçi katılmıştır. Bu rakamlar, işçilerin haklarını arama konusundaki kararlılığını ve dayanışma ruhunu göstermektedir.
1 Mayıs: İşçilerin, Emekçilerin ve İnsan Haklarının Bayramı
1 Mayıs İşçi Bayramı, işçilerin, emekçilerin ve insan hakları savunucularının bir araya geldiği, dayanışma ve mücadele ruhunu yükselttiği önemli bir gündür. Bu bayram, işçi haklarının korunması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve insan onuruna yakışır bir yaşamın sağlanması için verilen mücadelenin bir simgesidir.
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB gibi emek örgütlerinin çağrısıyla işçiler, 1 Mayıs'ı coşkuyla kutlamak için alanlara akın edeceklerdir. Emek mücadelesinde tarihsel öneme sahip Taksim Meydanı'nın hala işçilere açılmaması ise, hak arayışının önündeki engelleri bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Unutulmamalıdır ki, haklar bir bütündür ve birbirinden ayrılamaz. Çalışma hakkının ihlali, diğer hakların da ihlaline yol açar. Bu nedenle, işçilerin haklarını tam anlamıyla alabilmesi için insan hakları mücadelesine devam etmek gerekmektedir.