Hamas, İsrailli aşırı sağcı milletvekili Zvi Sukkot’un Mescid-i Aksa’ya düzenlediği baskına sert tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, bu tür eylemlerin İslam'ın kutsal mekanlarını ele geçirme ve Yahudileştirme girişimlerinin bir parçası olduğu vurgulandı. Peki, bu baskın ne anlama geliyor ve bölgedeki gerilimi nasıl etkiliyor?
Mescid-i Aksa'ya Baskın: Hamas'tan Sert Uyarı
Hamas tarafından yapılan açıklamada, Sukkot’un fanatik Yahudi gruplarla birlikte Mescid-i Aksa’ya girmesi kınandı. Bu eylemin, İslam'ın kutsal mekanlarını hedef alan ve Yahudileştirme amacını güden tehlikeli bir girişim olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Zvi Sukkot'un katılımıyla yerleşimci grupların Mescid-i Aksa'nın avlusuna baskın düzenlemesi ve Talmud ritüelleri yapmaları, işgalcilerin İslam'ın kutsal mekanlarını ele geçirme ve Yahudileştirme yönündeki çılgınca girişimlerin bir devamı niteliğindedir.
İsrailli milletvekilleri ve yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya yönelik provokatif baskınlarının, İsrail güvenlik güçlerinin korumasında gerçekleştirildiği de vurgulandı.
Bölgede Gerilim Tırmanıyor: Hamursuz Bayramı ve Baskınlar
Mescid-i Aksa'ya yönelik baskınlar, özellikle Yahudilerin büyük bayramları sırasında artış gösteriyor. Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Hamursuz Bayramı’nın beşinci gününde 2 bin 258 fanatik Yahudi’nin Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlediğini açıkladı. Bayramın başlangıcından bu yana kutsal mabede giriş yapan fanatik Yahudi sayısının 6 bini aştığı belirtildi. Bu durum, bölgede gerilimin tırmanmasına neden oluyor.
İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise, baskının ardından yaptığı açıklamada, “son 30 yılda olmayan değişimlerin kendi döneminde gerçekleştiğini” savundu. Bu tür açıklamalar ve eylemler, Filistinliler arasında büyük tepkilere yol açıyor.
Mescid-i Aksa'nın Statüsü ve Uluslararası Anlaşmalar
1994 yılında İsrail ile Ürdün arasında imzalanan barış anlaşmasına göre, Mescid-i Aksa’nın idaresi Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresi’ne ait bulunuyor. Ancak 2003 yılından bu yana İsrail, tek taraflı kararla polis eşliğinde Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya girişine izin veriyor. Bu durum, uluslararası anlaşmalara aykırı bulunuyor ve bölgedeki hassasiyetleri artırıyor.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, bu girişlerin Müslüman egemenliğini ihlal ettiğini belirterek duruma tepki gösteriyor. İsrailli makamlar ise Mescid-i Aksa’daki tarihi statükonun korunduğunu savunsa da, fanatik Yahudi grupların İsrail polisi korumasında mabette dini ritüeller gerçekleştirdiği görüntüler sıkça kamuoyuna yansıyor.
Öte yandan, İsrail’deki Ultra Ortodoks Yahudi din adamlarının önemli bir bölümü, dini gerekçelerle Yahudilerin Mescid-i Aksa’ya girmesinin yasak olduğunu dile getiriyor.
Mescid-i Aksa'ya yönelik bu tür provokatif eylemler, bölgedeki hassas dengeleri daha da bozarak şiddet olaylarının fitilini ateşleyebilir. Hamas'ın sert tepkisi ve uluslararası toplumun endişeleri, durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Mescid-i Aksa'nın statüsünün korunması ve tüm inançlara saygı gösterilmesi, bölgede kalıcı barışın sağlanması için hayati önem taşıyor.
