Marmara Denizi'nde meydana gelen deprem, cezaevlerinin güvenliğini bir kez daha gündeme getirdi. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), cezaevlerinin afetlere karşı hazırlığı konusunda ciddi uyarılarda bulundu. Yeterli bir afet planının olmaması durumunda yüzbinlerce insanın risk altında olduğu belirtiliyor.

Cezaevleri ve Deprem Riski: CİSST'in Raporu

CİSST, Eylül 2023'te yayımladığı "Deprem ve Hapishaneler" raporunu tekrar gündeme getirerek, ceza infaz kurumlarında yaşanabilecek risklerin yeterince tartışılmadığına dikkat çekti. Türkiye genelindeki 396 ceza infaz kurumunda yaklaşık 403 bin mahpus bulunuyor. Personel ve aileleri de dahil edildiğinde bu sayı 500 binin üzerine çıkıyor. Özellikle Marmara ve Ege bölgelerindeki deprem riski göz önüne alındığında, durumun ciddiyeti daha da artıyor.

CİSST, mevcut mevzuatın doğal afetleri bir "güvenlik tehdidi" olarak ele aldığını ve bu yaklaşımın mahpusların yaşam hakkı yerine güvenlik önceliklerini öne çıkardığını vurguluyor. Bu durumun insan haklarına aykırı olduğu belirtiliyor.

6 Şubat Depremi ve Alınması Gereken Dersler

6 Şubat depremlerinde yaklaşık 17 bin 600 mahpusun doğrudan etkilendiğini hatırlatan CİSST, o dönemde yaşanan olumsuzluklara dikkat çekiyor. Güvenlik gerekçesiyle yapılan müdahalelerde mahpusların yaralandığı ve hatta hayatını kaybettiği olaylar yaşanmıştı. Ayrıca, afet anlarında cezaevlerine yönelik kamuoyu yaklaşımının da eleştirildiği açıklamada, ceza infaz kurumlarının desteklenmesi gereken alanlar olarak değil, tehdit unsuru olarak görüldüğü belirtiliyor.

CİSST, Adalet Bakanlığı'na şu kritik soruları yöneltiyor:

• Cezaevleri için özel bir afet müdahale planı var mı?
• Personel ve lojman binaları depreme dayanıklı mı?
• Acil durum ekiplerinin cezaevlerine ulaşımı nasıl sağlanacak?
• Yıkım veya can kaybı yaşanması halinde uygulanacak plan nedir?
• Mahpuslar için belirlenen güvenli bölgeler nereleridir, bu bölgelerin kapasitesi yeterli mi?

Sonuç: Acil Eylem Çağrısı

CİSST'in uyarıları, cezaevlerinin deprem ve diğer doğal afetlere karşı hazırlıklı olmasının hayati önem taşıdığını gösteriyor. Adalet Bakanlığı'nın bu konuda acil adımlar atması ve kamuoyunu bilgilendirmesi gerekiyor. Yüzbinlerce insanın hayatı söz konusu olduğunda, güvenlik önlemlerinin yanı sıra insan haklarına saygı gösterilmesi de unutulmamalıdır. Cezaevlerinin afetlere karşı dayanıklılığının artırılması, olası bir felaketin etkilerini en aza indirecek ve büyük bir insanlık dramının önüne geçecektir.