İsrail medyası, Türkiye'nin Suriye ve Gazze hattındaki yükselen etkisini hedef alan dikkat çekici bir belgesel serisi yayınladı. i24 News'te ekranlara gelen yapımda, Türkiye'nin Şam Büyükelçisi Nuh Yılmaz, açıkça "süper büyükelçi" olarak nitelendirildi. Bu durum, Ankara'nın bölgesel güç hamlelerine karşı duyulan rahatsızlığı gözler önüne serdi.

Türkiye'nin Şam Büyükelçisi: Süper Elçi Mi?

Belgeselde konuşan kaynaklar, Türkiye'nin Suriye'deki diplomatik varlığını doğrudan eleştirirken, Nuh Yılmaz'ın Şam'a atanmasını Ankara'nın bölgedeki kararlılığının bir göstergesi olarak yorumladı. Yılmaz için kullanılan "Bu, Erdoğan'ın en güvendiği kişi. Onu süper büyükelçi olarak tanıtabilirsiniz" ifadeleri dikkat çekti. Bu atama, Türkiye'nin bölgedeki stratejik hedeflerine ne kadar önem verdiğinin bir işareti olarak değerlendiriliyor.

Gazze'deki Türk Varlığı İsrail'i Neden Rahatsız Ediyor?

Belgeselde, Türkiye'nin Gazze'de gerçekleştirdiği insani yardım faaliyetleri de mercek altına alındı. Özellikle İHH gibi Türk STK'larının, bölge halkının kalbine dokunarak siyasi etki yarattığı vurgulanırken, İsrail tarafı bu etkinin gelecekte bir tehdit oluşturabileceği endişesini taşıyor. Gazze'deki Türk varlığı için belgeselde şu itiraf dikkat çekiyor: "Türkiye Gazze'de olmalı mı? Cevap: Evet. Ama bu bizi rahatsız ediyor."

• Türkiye'nin Gazze'deki insani yardımları
• Türk STK'larının bölgedeki rolü
• İsrail'in duyduğu rahatsızlık

Türkiye'nin Gazze'deki varlığı, bölgedeki dengeleri değiştirme potansiyeli taşıdığı için İsrail tarafından yakından takip ediliyor.

Hamas'ın Geleceği Türkiye'de Mi Şekilleniyor?

Belgeselde yer alan çarpıcı bir iddiaya göre, Türkiye'nin bölgedeki siyasi dengeleri doğrudan etkilediği belirtiliyor: "Türkiye, Hamas'ın hükümetler arasına yerleştirilmesini istiyor. Türkiye'nin olduğu yerde Hamas'ın geleceği şekilleniyor." Türkiye'nin Hamas üzerindeki etkisinin, İran'dan bile daha fazla olduğu öne sürülüyor. Bu durum, Türkiye'nin bölgedeki etkin rolünü ve nüfuzunu açıkça ortaya koyuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kudüs konusundaki hassasiyetine de değinilen belgeselde, bu durumun İsrail için büyük bir sorun teşkil ettiği ifade ediliyor. "Kudüs ve Mescid-i Aksa meselesi Erdoğan için çok hassas. Bu bizim için büyük bir problem" sözleri, İsrail'in bu konudaki endişelerini yansıtıyor.

Belgeselde, İsrail'in Türkiye'yi sadece bir bölge ülkesi olarak değil, bölgesel güç dengelerini değiştirme kapasitesine sahip bir aktör olarak gördüğü açıkça ifade ediliyor. "Türkiye, İran'ın yerini alabilir. Bu çok acı. İsrail hükümeti Türkiye'yi sınırlarından uzak tutmak için her şeyi yapmak zorunda" denilerek, Türkiye'nin yükselen gücüne karşı duyulan rahatsızlık dile getiriliyor. Bu durum, bölgedeki güç dengelerinin yeniden şekillendiğinin bir işareti olarak kabul edilebilir.