İBB'den Atayman'ın Adalet Bakanı'na Şok Çağrısı: İşkenceye Son!
Gündem

İBB'den Atayman'ın Adalet Bakanı'na Şok Çağrısı: İşkenceye Son!


11 June 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 12 June 2025

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik operasyonlar devam ederken, İBB Medya A.Ş eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman'dan çarpıcı bir çıkış geldi. Avukatlarından habersiz bir şekilde Silivri'den Afyonkarahisar Kapalı Cezaevi'ne gönderilen Atayman, yaşadığı kötü muameleyi "Afyon işkencesi" olarak nitelendirdi ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a seslenerek bu duruma son verilmesini istedi.

Atayman'dan Şok İddialar: Fiziki ve Psikolojik Şiddet

Atayman, 72 gün boyunca hücrede tutulduğunu, Afyon'a yedi buçuk saatte bir metrekarelik kabin içinde kelepçeli bir halde sevk edildiğini ve 5 Haziran'dan bu yana cezaevinde kendisine yatak verilmediğini belirtti. Bileklerinde morarmalar oluştuğunu ve eşyalarının çöp torbasında bekletildiğini ifade eden Atayman, "Bu bir yargılama değil, şiddet ve açık bir cezalandırmadır" dedi.

Atayman'ın açıklamaları şu şekilde:

"Herhangi bir suçum olmadığı için adaletin tecelli edeceği inancıyla serbest kalmayı sükûnetle beklerken, Afyon’a sevk ile en somut halini alan fiziki ve psikolojik şiddet, yaşanan süreci paylaşmayı gerekli kıldı. 72 gün hücrede, ardından 5 gün koğuşta tutuldum. Sonra bir parça ekmekle, 7,5 saat bileklerim kelepçeli halde, bir metrekarelik zırhlı bir kabinin içinde Afyon'a sevk edildim. Bileklerim kelepçeden mor. Burada yerde yatıyorum. Eşyam çöp torbasında. Haftada sadece bir kez, 10 dakikalık görüşme hakkım var. Bu bir yargılama değil, şiddet ve açık bir cezalandırmadır."

Atayman, MASAK kaydı, HTS kaydı veya şüpheli mal varlığı olmadığını, 20 aylık genel müdürlük dönemine dair tüm belgelerin yargıda olduğunu ve tek bir yasadışı, mevzuat dışı hizmetinin bulunmadığını vurguladı. Kendisinden ne istendiğini ve hangi gerekçeyle bu muameleye maruz kaldığını anlamadığını ifade etti.

Adalet Bakanı'na Çağrı: Bu İşkenceye Son Verin!

Atayman, güvenlik ve sağlık haklarının ihlal edildiğini, ziyaret ve savunma hakkının fiilen engellendiğini, kişilik haklarının ve masumiyet karinesinin çiğnendiğini belirtti. Bu sevk ile yalnızlaştırılarak sosyal bağlarından koparıldığını ve bulunduğunu koşulları hak edecek hiçbir davranışının olmadığını dile getirdi. Atayman, Adalet Bakanı'na seslenerek, "Tutuklular devletimize emanettir diyordunuz; böyle mi sahip çıkılıyor? Bu fiziki ve psikolojik şiddete, bu işkenceye son verin" çağrısında bulundu.

Atayman'ın yaşadığı bu olay, Türkiye'deki cezaevi koşulları ve tutuklu hakları konusunda yeniden tartışmaları alevlendirdi. İlgili makamların bu iddiaları titizlikle incelemesi ve gerekli adımları atması bekleniyor. Atayman'ın avukatları aracılığıyla ulusal ve uluslararası hukuk yollarına başvurabileceği de belirtiliyor.