28 Nisan 2025 Pazartesi

İstanbul ve Kütahya Sallanıyor! Deprem Mi Geliyor?

İstanbul ve Kütahya'da son günlerde yaşanan depremler, vatandaşları tedirgin ediyor. AFAD'ın verilerine göre, 23 Nisan'da İstanbul'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem ve 25 Nisan'da Kütahya'da yaşanan 4,5 büyüklüğündeki sarsıntıların ardından artçı depremler devam ediyor. Peki, bu durum ne anlama geliyor? Deprem tehlikesi kapıda mı?

İstanbul'da Deprem Korkusu Devam Ediyor

İstanbul'da yaşanan deprem, şehirde büyük bir paniğe yol açmıştı. Özellikle eski binalarda yaşayan vatandaşlar, evlerine girmekte tereddüt ediyor. AFAD, yaptığı açıklamada, artçı sarsıntıların bir süre daha devam edeceğini belirtirken, vatandaşların sakin olmaları ve yetkililerin uyarılarını dikkate almaları gerektiğini vurguladı.

İstanbul'daki deprem riski her zaman gündemde olan bir konu. Şehir, Kuzey Anadolu Fay Hattı'na yakınlığı nedeniyle sürekli deprem tehdidi altında bulunuyor. Uzmanlar, İstanbul'da büyük bir deprem beklendiğini ve bu nedenle binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini sık sık dile getiriyor. Olası bir depremde can kaybının en aza indirilmesi için acil durum planlarının yapılması ve tatbikatların düzenlenmesi büyük önem taşıyor.

  • Binaların deprem dayanıklılığı kontrol edilmeli.
  • Acil durum çantası hazırlanmalı.
  • Aile bireyleriyle iletişim planı yapılmalı.

Kütahya'da Artçı Sarsıntılar Sürüyor

Kütahya'da yaşanan deprem de bölge halkını tedirgin etti. 4,5 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntılar devam ederken, vatandaşlar geceyi uykusuz geçirdi. AFAD, Kütahya'daki durumu yakından takip ettiklerini ve gerekli önlemleri aldıklarını açıkladı.

Kütahya'nın deprem kuşağında yer alması, bölgede yaşayanların deprem bilincine sahip olmasını gerektiriyor. Binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi ve vatandaşların bilinçlendirilmesi, olası bir depremde yaşanacak kayıpları en aza indirecektir.

İstanbul ve Kütahya'da yaşanan depremler, Türkiye'nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Ülkemizin büyük bir bölümünün deprem kuşağında yer alması, depremle yaşamayı öğrenmemizi ve gerekli önlemleri almamızı zorunlu kılıyor. Bireysel olarak alacağımız önlemlerin yanı sıra, devletin de bu konuda daha etkin politikalar üretmesi ve uygulaması gerekiyor. Unutmayalım ki, deprem değil, dayanıksız binalar öldürür!

İlgili Haberler