İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü İklim ve Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ilıcak, Karadeniz için çarpıcı bir uyarıda bulundu. En kötü iklim senaryosuna göre, Karadeniz'de deniz yüzey suyu sıcaklıklarının 2100'e kadar ortalama 4 derece artmasının beklendiğini ifade etti. Bu durum, bölgede aşırı hava olaylarının şiddetinin artmasına ve deniz seviyesinin yükselmesine neden olabilir.

Karadeniz'i Bekleyen Tehlikeler Neler?

İklim değişikliği projeksiyonları, küresel sera gazı emisyonlarının kontrol altına alınmaması durumunda atmosferik sıcaklıklarda yaşanacak artışları öngören senaryolara göre hazırlanıyor. Bu senaryolar, "Temsili Konsantrasyon Yolları" (Representative Concentration Pathways /RCP) olarak adlandırılıyor.

Prof. Dr. Ilıcak'ın açıklamalarına göre, Karadeniz'deki bu ısınma sadece deniz canlılarını değil, aynı zamanda bölgedeki yaşamı da derinden etkileyecek. İşte beklenen bazı olumsuz etkiler:

• Aşırı Hava Olayları: Fırtınalar, seller ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti artabilir.
• Deniz Seviyesi Yükselmesi: Kıyı bölgelerinde su baskınları ve erozyon riski artabilir.
• Balıkçılık ve Turizmde Olumsuz Etkiler: Deniz suyu sıcaklığındaki değişiklikler, balık türlerinin göç etmesine veya yok olmasına neden olabilir, bu da balıkçılık sektörünü olumsuz etkileyebilir. Aynı şekilde, turizm de olumsuz etkilenebilir.

Küresel Isınma ve Türkiye'ye Etkileri

Küresel ısınma, tüm dünyayı etkileyen bir sorun olsa da, Türkiye gibi bazı bölgeler bu durumdan daha fazla etkilenebilir. Türkiye, coğrafi konumu ve iklim özellikleri nedeniyle, Akdeniz havzasında yer alması sebebiyle küresel ısınmanın etkilerine karşı oldukça hassas bir bölgededir. Bu durum, su kaynaklarının azalması, kuraklık riskinin artması ve tarım alanlarının verimliliğinin düşmesi gibi sorunlara yol açabilir.

Türkiye'nin iklim değişikliğine karşı alması gereken önlemler arasında, sera gazı emisyonlarının azaltılması, su kaynaklarının daha verimli kullanılması ve tarım uygulamalarının iklim değişikliğine uyum sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmesi yer alıyor. Ayrıca, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılması ve enerji verimliliğinin artırılması da önemli adımlar arasında sayılabilir.

Karadeniz'deki sıcaklık artışı, sadece bölgesel bir sorun değil, aynı zamanda küresel iklim değişikliğinin bir yansımasıdır. Bu nedenle, bu soruna karşı etkili çözümler üretmek için uluslararası işbirliği ve koordinasyon büyük önem taşıyor. Bireysel olarak da, enerji tüketimimizi azaltarak, daha sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimseyerek ve çevreye duyarlı ürünler tercih ederek küresel ısınmaya karşı mücadeleye katkıda bulunabiliriz.