Mezarda Bile Rahat Yok! Bulgaristan Türkleri'nin Acı Göç Hikayesi
Gündem

Mezarda Bile Rahat Yok! Bulgaristan Türkleri'nin Acı Göç Hikayesi


28 May 20255 dk okuma33 görüntülenmeSon güncelleme: 16 June 2025

Bulgaristan'da yaşanan zorunlu göçün üzerinden 36 yıl geçti. Bulgaristan Türkleri, komünist rejiminin uyguladığı asimilasyon politikaları nedeniyle yaşadıkları acıları ve zulmü hala unutamıyor. Geriye sadece o günlerin acı hatıraları ve fotoğrafları kaldı. Peki, bu zorlu süreçte neler yaşandı ve Bulgaristan Türkleri neden Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı?

Asimilasyon Politikaları ve Baskılar

1944'te Bulgaristan'da iktidara gelen Bulgaristan Komünist Partisi, siyasi muhaliflerine karşı uyguladığı baskıyı, özellikle Türklere ve Müslümanlara yöneltti. 1946'da çıkarılan bir kanunla azınlık okulları kapatıldı ve kısa bir süre sonra ana dilde eğitim tamamen yasaklandı. Bu, Bulgaristan Türkleri'nin kültürel kimliklerini koruma çabalarına büyük bir darbe vurdu. Ayrıca, Türk isimleri Bulgar isimleriyle değiştirilmeye başlandı, dini özgürlükler kısıtlandı ve camiler yıkıldı. Bu asimilasyon politikaları, Türk toplumunda büyük bir infiale yol açtı.

Bu dönemde yaşanan baskılar sadece eğitimle sınırlı kalmadı. Türkler, ekonomik ve sosyal hayatta da ayrımcılığa maruz kaldılar. İş bulmakta zorlandılar, mülk edinmeleri engellendi ve hatta bazıları haksız yere tutuklandı. Tüm bu uygulamalar, Bulgaristan Türkleri'nin yaşamlarını çekilmez hale getirdi ve onları göçe zorladı. Zorunlu göç, Bulgaristan Türkleri için bir tercih değil, hayatta kalma mücadelesiydi.

Zorunlu Göç ve Türkiye'ye Varış

1989 yılında Bulgaristan hükümeti, artan baskılar ve uluslararası tepkiler üzerine, Türklerin Türkiye'ye göç etmesine izin vermek zorunda kaldı. Bu karar, yüz binlerce Bulgaristan Türkü için umut ışığı oldu. Ancak, göç süreci de oldukça zorlu geçti. İnsanlar, yıllarca biriktirdikleri mal varlıklarını geride bırakmak zorunda kaldılar ve belirsiz bir geleceğe doğru yola çıktılar. Türkiye'ye gelen Bulgaristan Türkleri, yeni bir hayata başlamak için büyük bir mücadele verdiler. Türkiye, o dönemde büyük bir misafirperverlik örneği göstererek, göçmenlere kucak açtı ve onların yeniden hayata tutunmalarına yardımcı oldu.

  • Göç edenlerin sayısı 300 bini aştı.
  • Aileler parçalandı, birçok kişi yakınlarını kaybetti.
  • Türkiye, göçmenlere ev sahipliği yaparak büyük bir dayanışma örneği sergiledi.

Unutulmayan Acılar

Bulgaristan Türkleri, yaşadıkları acıları ve zulmü hiçbir zaman unutmadı. Göçün üzerinden yıllar geçmesine rağmen, o günlerin hatıraları hala taze. Asimilasyon politikaları, zorunlu göç ve yaşanan ayrımcılıklar, Bulgaristan Türkleri'nin tarihinde derin izler bıraktı. Ancak, tüm bu zorluklara rağmen, Bulgaristan Türkleri kimliklerini korumayı ve kültürel miraslarını yaşatmayı başardılar.

Bugün, Bulgaristan Türkleri, Türkiye ve Bulgaristan arasında bir köprü görevi görüyorlar. İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunuyorlar ve kültürel alışverişi destekliyorlar. Yaşadıkları acıları unutmadan, geleceğe umutla bakıyorlar.

Bulgaristan Türkleri'nin yaşadığı zorlu süreç, insanlık tarihinin acı bir sayfası olarak kayıtlara geçti. Bu olay, hoşgörünün, farklılıklara saygının ve insan haklarının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki, benzer acılar bir daha yaşanmaz ve tüm insanlar barış içinde bir arada yaşama imkanı bulur.