İstanbul'da yaşanan akıl almaz bir olay, eğitim camiasını derinden sarstı. İddialara göre, bir okul müdürü Yektacan Özçift, tam 8 yıl boyunca 15 erkek öğrencisine cinsel istismarda bulundu. Bu vahim olay, bir öğretmenin dikkati ve ihbarıyla ortaya çıktı. Peki, bu skandal nasıl ortaya çıktı ve neler yaşandı?

Öğretmenlerin Şüphesi ve İhbarı

Olay, Ç.U. isimli bir öğrenci ile müdür Yektacan Özçift arasındaki olağandışı ilişkiyle başladı. Öğretmenler, bu ikili arasındaki yakınlaşmayı fark ederek şüphelenmeye başladılar. Ç.U.'nun okuldan mezun olmasına rağmen okulla bağını koparmaması ve sürekli müdürü ziyaret etmesi, şüpheleri daha da artırdı. Durumu araştıran öğretmenler, olayı Milli Eğitim Bakanlığı'na ihbar ettiler. Bu ihbar, savcılığın harekete geçmesine ve soruşturma başlatmasına yol açtı.

Telefon İncelemesi Gerçeği Ortaya Çıkardı

Soruşturma kapsamında Yektacan Özçift'in telefonu incelendiğinde, dehşet verici gerçekler gün yüzüne çıktı. Özçift'in sadece Ç.U. ile değil, mezun olmuş veya hala öğrenim gören 15 öğrencisiyle müstehcen yazışmaları olduğu tespit edildi. Ayrıca, bu öğrencilerle mesai saatleri dışında da sık sık iletişim kurduğu belirlendi. Savcılık, bu bulgular üzerine 15 çocuğun ifadesini aldı. Çocukların ifadeleri, yaşananların vahametini gözler önüne serdi.

İddianamede Şoke Eden Detaylar

Yektacan Özçift hakkında hazırlanan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

• Öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği kullanarak öğrencilerine hediyeler aldığı,
• Kültür sanat faaliyetleri sırasında kendilerini özel hissettirdiği,
• Mağdur çocukların zihin dünyasını karmaşaya itecek cinsel sohbetler yaptığı,
• Çocuklara LGBT temalı film ve diziler izlettiği,
• Çocukların pedagojik formasyonunu kullanarak eşcinsellik hissi yaratmaya çalıştığı.

İddianamede ayrıca, Özçift'in tutuklandıktan sonra eşi ve avukatları aracılığıyla mağdurlara baskı yaparak ifadelerini değiştirmelerini sağlamaya çalıştığı da belirtildi.

Bu skandal, çocukların korunması ve eğitimcilerin sorumlulukları konusunda önemli soruları gündeme getiriyor. Toplum olarak bu tür olayların önüne geçmek için daha dikkatli ve bilinçli olmalıyız. Unutmayalım ki, çocuklarımızın güvenliği her şeyden önemlidir.