Okyanuslar Alarm Veriyor! Türkiye Antlaşmayı Onayla!
Gündem

Okyanuslar Alarm Veriyor! Türkiye Antlaşmayı Onayla!


22 May 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 08 June 2025

Greenpeace Türkiye, Dünya Biyoçeşitlilik Günü vesilesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) önemli bir çağrıda bulundu. Yapılan açıklamada, Eylül 2023'te imzalanan Küresel Okyanus Antlaşması'nın onaylanarak yürürlüğe girmesi gerektiği vurgulandı. Bu antlaşma, okyanuslardaki biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması açısından kritik bir öneme sahip.

Okyanusların Korunması Neden Bu Kadar Önemli?

Okyanuslar, dünya yüzeyinin büyük bir bölümünü kaplayarak gezegenimizin iklimini düzenlemede, oksijen üretiminde ve sayısız canlı türüne ev sahipliği yapmada hayati bir rol oynar. Ancak, aşırı avlanma, kirlilik, iklim değişikliği ve diğer insan kaynaklı tehditler, okyanus ekosistemlerini ciddi şekilde tehlikeye atıyor. Mevcut durumda, açık denizlerin sadece %1'inden azı etkin bir şekilde korunabiliyor. Bu durum, denizlerdeki biyoçeşitliliğin hızla azalmasına ve ekolojik dengenin bozulmasına yol açıyor.

Küresel Okyanus Antlaşması, ulusal yetki alanları dışında kalan denizlerdeki biyoçeşitliliğin korunması için önemli bir adım olarak görülüyor. Antlaşma, 2030'a kadar okyanusların en az %30'unu koruma altına almayı hedefleyen 30x30 hedefine ulaşmada kritik bir rol oynayabilir. Ancak, antlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için en az 60 ülkenin onayı gerekiyor. Mayıs 2025 itibarıyla 21 ülke tarafından onaylanan antlaşmanın, Türkiye tarafından da bir an önce onaylanması büyük önem taşıyor.

Türkiye'nin Rolü ve Sorumluluğu

Greenpeace Türkiye Direktörü Berkan Özyer, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:

“Mevcut koruma hızında gidersek 30x30 hedefine ancak 2107 yılında ulaşılabilecek. Bu hedefi yakalayabilmek için her yıl 11 milyon km²'den fazla deniz alanını koruma altına almamız gerekiyor. Antlaşma bize okyanusları korumak için güçlü bir araç sunuyor. Hükümetlerin acilen bu antlaşmayı onaylaması ve deniz koruma alanlarını hayata geçirmesi gerekiyor. Türkiye, antlaşmayı imzalayarak gösterdiği duruşu, antlaşmanın yürürlüğe konmasını sağlayarak sürdürmeli. Okyanusların korunması için atılan bu tarihi adımın başarıya ulaşması mümkün. Türkiye de bu tarihi anın parçası olabilir.”

Bu açıklama, Türkiye'nin antlaşmayı onaylayarak okyanusların korunması için önemli bir adım atabileceğine işaret ediyor. Türkiye'nin bu konudaki kararlılığı, diğer ülkelere de örnek teşkil edebilir ve küresel çabalara önemli bir katkı sağlayabilir.

Okyanusları Korumak İçin Neler Yapılabilir?

Okyanusların korunması, sadece hükümetlerin sorumluluğunda olan bir konu değil. Bireyler olarak da okyanusları korumak için yapabileceğimiz birçok şey var. İşte bazı örnekler:

  • Sürdürülebilir deniz ürünleri tüketmek
  • Plastik kullanımını azaltmak ve geri dönüşüme önem vermek
  • Deniz kirliliğine neden olan faaliyetlerden kaçınmak
  • Deniz koruma alanlarını desteklemek
  • Bilinçlendirme çalışmalarına katılmak

Bu adımlar, okyanusların korunmasına katkıda bulunmanın yanı sıra, gelecek nesillere daha sağlıklı ve yaşanabilir bir gezegen bırakmamıza da yardımcı olacaktır.

Sonuç olarak, Küresel Okyanus Antlaşması'nın onaylanması, okyanusların korunması için kritik bir öneme sahip. Türkiye'nin bu antlaşmayı onaylayarak üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi, hem ülke içindeki deniz ekosistemlerinin korunmasına katkı sağlayacak, hem de uluslararası alanda örnek bir davranış sergileyecektir. Unutmayalım ki, okyanusların sağlığı, gezegenimizin sağlığı demektir.