Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu sert bir dille eleştirdi. Petro, Gazze'deki durumun bir soykırım olduğunu ve Netanyahu'nun bu soykırımdan sorumlu olduğunu vurguladı. İnsanlığın bu duruma daha fazla tahammül edemeyeceğini belirten Petro, soykırım suçlularının ABD ve Avrupa'da serbestçe dolaşmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Diplomasi Başarısız mı Oldu?

Petro, diplomasinin Gazze'deki soykırımı durdurmada yetersiz kaldığını savundu. Filistin'in özgürleştirilmesi için soykırımı kabul etmeyen tüm ülkelerin ordularının güçlerini birleştirmesi gerektiğini ifade etti. "Ne üstün bir ırk vardır ne de Tanrı'nın seçilmiş halkı. Tanrı'nın seçilmiş halkı tüm insanlıktır." diyen Petro, BM'nin Gazze'deki soykırımı durdurması gerektiğini vurguladı.

ABD'ye Eleştiri

Gazze ateşkesi tasarısının ABD oyuyla veto edilmesini hatırlatan Petro, "Filistin'de masum bebeklerin ve çocukların bedenlerini paramparça eden füzeler her saniye düştükçe, konuşmaktan ve ısrar etmekten vazgeçmeyeceğiz. BM Güvenlik Konseyi'ndeki her veto daha fazla çocukların ölümüne yol açıyor." dedi. Ayrıca, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın dış politikasını da eleştiren Petro, Trump'ın Gazze'deki olaylara göz yumarak soykırımın suç ortağı olduğunu belirtti.

İklim Krizi ve Göç

Petro, konuşmasında iklim krizi ve göç konularına da değindi. Göçün iklim krizine karşı harekete geçmemek için bir bahane olarak kullanıldığını ve oy kazanmak amacıyla istismar edildiğini savundu. Kömür ve petrol tüketiminin azaltılması gerektiğinin gizlendiğini ifade etti. Latin Amerika'nın temiz enerji potansiyeli sayesinde gezegenin ve insanlığın korunmasında öncü olabileceğini sözlerine ekledi. Petro, piyasanın iklim krizini çözemeyeceğini, çünkü krizi bizzat piyasanın yarattığını iddia etti ve "Seçim şudur: Kapitalizm mi, yaşam mı? Açgözlülük mü, yaşam mı? Barbarlık mı, küresel demokrasi mi?" diye sordu.

Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro'nun BM Genel Kurulu'nda yaptığı bu sert açıklamalar, uluslararası kamuoyunda yankı uyandırdı. Petro'nun Netanyahu'ya yönelik suçlamaları ve ABD'ye yönelik eleştirileri, Filistin-İsrail sorunu ve küresel politikalar üzerindeki tartışmaları daha da alevlendirecek gibi görünüyor. Petro'nun çağrısı, soykırımı durdurmak için uluslararası iş birliğinin önemini bir kez daha vurgularken, bu çağrının ne kadar karşılık bulacağı ise merak konusu.