Çankırı Karaketin Üniversitesi'nde yaşanan olaylar Türkiye gündemine bomba gibi düştü. İddialara göre, eski rektör Prof. Dr. Harun Çiftçi, görevi süresince kendisine yüksek miktarda maaş bağlayarak yolsuzluk yapmakla suçlanıyor. Bu durum, üniversite içerisinde büyük bir huzursuzluğa yol açarken, yeni atanan rektör Prof. Dr. Mevlüt Karataş ise bu iddialarla ilgili soruşturma başlattı.

Rektörün Maaşı Şok Etkisi Yarattı

Üniversite akademisyenleri tarafından yapılan ortak açıklamada, Prof. Dr. Harun Çiftçi'nin üniversite ödeneğinden kendisine aylık 1 milyon 200 bin TL maaş bağlattığı iddia edildi. Bu maaşın, dört yıl boyunca her altı ayda bir memur zammı oranında artırıldığı da belirtildi. Akademisyenler, bu durumun üniversitenin kaynaklarının usulsüz kullanılması anlamına geldiğini ve büyük bir israfa yol açtığını vurguladı.

Akademisyenler tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

• "10 yılda kurum ve birim giderleri için biriken paralar iki yıl boyunca Rektör Harun Çiftçi’ye yeni elde edilen gelir gibi ek ödeme matrahının tavan ödemesi olan 6 katı ile dağıtılarak hem haksız kazanç elde edilmiştir hem kanunsuz bir işlem tesis edilmiştir hem de kurum şahsi çıkarlar için çok büyük zarara uğratılmıştır."
• "Bu gelirin rektöre dağıtılamayacağı o dönemin döner sermaye işletme müdürünce hem sözlü hem de resmi yazı ile bunu rektöre bildirdiği halde almaya devam etmiş, 2011 yılından beri döner sermaye işletme müdürlüğünü hem kurup hem de yürüten personeli haksız bir şekilde işletme müdürlüğünden alıp şube müdürlüğüne düşürerek emekli olmasına sebep olmuştur."

Döner Sermaye İddiaları ve 12 Milyon Dolarlık Vurgun

Yolsuzluk iddiaları sadece maaşla sınırlı değil. Akademisyenler, 2021 yılına kadar döner sermayeye yaklaşık 12,5 milyon dolar aktarıldığını, ancak bu gelirin hak sahiplerine dağıtılmadığını öne sürüyor. İddialara göre, gelire katkı sunan akademisyenlere ödeme yapılmazken, bu paraların farklı amaçlarla kullanıldığı düşünülüyor. Bu durum, üniversite çalışanları arasında büyük bir güvensizlik ortamı yaratmış durumda.

Üniversitedeki bu yolsuzluk iddiaları, yükseköğretim sisteminde şeffaflık ve hesap verebilirliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Umuyoruz ki, başlatılan soruşturma sonucunda gerçekler ortaya çıkarılır ve sorumlular hak ettikleri cezayı alır. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınması, tüm üniversitelerimizin itibarını korumak adına büyük önem taşıyor.