İstanbul Çatalca'da erkek arkadaşı tarafından vahşice katledilen Sinem Çeşim için Kartal Kadın Dayanışma Komiteleri tarafından bir yürüyüş düzenlendi. Yürüyüşe katılan kadınlar, "Sinem için adalet, kadın cinayetleri dursun!" sloganları attı. Bu acı olay, Türkiye'de kadına yönelik şiddetin ne kadar vahim boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Yürüyüşe Yoğun Katılım
Kartal Meydanı'nda toplanan kalabalık, ellerinde Sinem Çeşim'in fotoğraflarıyla sessizce yürüdü. Yürüyüşe, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri de destek verdi. Katılımcılar, kadına yönelik şiddetin son bulması için yetkililere çağrıda bulundu. Yürüyüş boyunca şu mesajlar vurgulandı:
- Kadın cinayetleri politiktir.
- İstanbul Sözleşmesi yaşatır.
- Susma, haykır, kadınlar vardır!
Yürüyüşte konuşma yapan Kartal Kadın Dayanışma Komitesi temsilcisi, "Sinem, ayrılmak istediği için katledildi. Bu, münferit bir olay değil. Kadınlar her gün erkek şiddetine maruz kalıyor. Biz, bu şiddete karşı susmayacağız, mücadele edeceğiz." dedi. Kadınların öfkesi ve çaresizliği meydanı inletti.
Cinayetin Detayları
İddiaya göre Sinem Çeşim, ayrılmak istediği erkek arkadaşı ile son kez konuşmak için Çatalca'da buluştu. Ancak bu buluşma, genç kadının hayatına mal oldu. Erkek arkadaşı tarafından bıçaklanarak öldürülen Sinem'in acı haberi, tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Olayla ilgili soruşturma devam ederken, katil zanlısı tutuklandı.
Türkiye'de kadına yönelik şiddet olayları her geçen gün artıyor. Yetkililerin bu konuda daha etkin önlemler alması ve caydırıcı cezalar uygulaması gerekiyor. Aksi takdirde, Sinem gibi nice kadınların hayatı kararmaya devam edecek. Kadın cinayetlerinin önlenmesi için toplumun her kesiminin sorumluluk alması ve bu konuda farkındalık yaratması büyük önem taşıyor.
Sinem Çeşim'in katledilmesi, Türkiye'deki kadın cinayetlerinin vahametini bir kez daha gözler önüne serdi. Kartal'daki yürüyüş, kadınların bu duruma karşı gösterdiği haklı tepkinin bir ifadesiydi. Ancak bu tür olayların yaşanmaması için daha köklü çözümler bulunması gerekiyor. Kadınların hayatlarını güven içinde sürdürebilmesi için devletin ve toplumun tüm kurumlarının seferber olması şart.
