
Sumud Filosu: İnsanlık Gazze İçin Ayakta! Abluka Deliniyor Mu?
Gazze'ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan Sumud Filosu, küresel bir insanlık hareketinin sembolü haline geldi. Mavi Marmara ve Madleen gemilerinden sonra daha geniş bir katılımla yola çıkan filonun amacı, Gazze'ye uygulanan ablukayı kırmak. Milyarlarca insanın kalbi ve duaları, filonun başarılı olması yönünde. Ancak henüz Tunus limanındayken ilk saldırıya uğraması, bu insani girişimin ne kadar zorlu bir süreç olacağını gösteriyor.
Sumud Filosu: Küresel Bir Uyanışın İşareti
Sumud Filosu, sadece bir yardım konvoyu değil, aynı zamanda küresel bir uyanışın da işareti. Filonun hazırlıklarına başlandığı andan itibaren İsrail ve işbirlikçileri nezdinde bir gedik açıldı. Milyarlarca insanı temsil eden bir sembol haline geldi. Gazze kıyılarına ulaşması engellense dahi, Sumud Filosu şimdiden amacına ulaşmış durumda. Çünkü Sumud'u harekete geçiren ruh, o gemilerde olanlar, olmak isteyenler, mavi kurdele bağlayanlar ve boykota katılanlardır. Geçmişteki engellemeler, bugünkü Sumud'un yola çıkmasına engel olamadı ve gelecekte daha büyük filoların yola çıkmasına da engel olamayacak.
Sumud Filosu, küresel intifadanın bir uzantısıdır ve insanlığın vicdanını temsil etmektedir.
İnsanlık Yol Ayrımında: Sessizlik mi, Direniş mi?
İsrail ve ABD'nin uluslararası toplumu baskılaması, uluslararası sistemin çökmesi pahasına sistemi kilitlemeleri ve bölgeyi yangın yerine çevirme ihtimalleri, insanlığı bir yol ayrımına getirdi. Ya sessiz kalınacak ve insanlık onurundan vazgeçilecekti, ya da bir grup insan insanlık vasfı gereği mücadele edecekti. Bugün, doğudan batıya, kuzeyden güneye milyonlarca insan, İsrail'in insanlığı esir almasının önüne geçmek üzere ayaklanmaya ve bir intifadaya başlamıştır. Sumud, dalga dalga büyüyen bu insanlık mücadelesinin bir parçasıdır.
Hiçbir silah ve hiçbir sistem kalplere hükmedemez. İsrail ve işbirlikçilerinin temel yanılgısı bu hususu gözden kaçırmalarıdır. Mavi Marmara ve Madleen örneğinde olduğu gibi gemilerin geçişini engelleyebilirler, ancak ne ellerinde tuttukları sistemsel politik araçlar ne de son model silahlar, milyarlarca insanın kalbine, ruhuna ve aklına hükmedemez. Milyonlarca insanın bireysel ve sivil mücadelesini, İsrail ve işbirlikçilerinin nefreti engelleyemeyecektir.
Avrupa'da Yükselen Sesler: Soykırıma Ortak Olmamak İçin
- Ekim 2023’te İsrail’e koşulsuz destek açıklayan Avrupalı liderler ile Avrupalı halklar arasında önemli bir ayrışma noktasına gelinmiştir.
- Avrupa’nın muhtelif ülke ve şehirlerinde düzenlenen Filistin’e destek gösterilerinde AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen “soykırımın suç ortağı” olarak nitelendirilmiştir.
- Hollanda’da muhtelif Bakanlıklarda görev yapan 300’den fazla bürokrat Hükümetin İsrail’e destek politikalarına tepki göstererek protesto ederken 9 bakan da istifa etmiştir.
- İngiltere’de binlerce kişinin katılımıyla hem İsrail hem de İngiltere’nin politikalarına yönelik protesto gösterileri düzenlenmiştir.
- Yunan adalarına gelen İsrailli turistlere yönelik protestolarla İsrailli turistlerin adalara ayak basmaları engellenmiştir.
Avrupa'daki bu protesto gösterileri, bazı siyasetçiler tarafından "Avrupa'da Yahudi karşıtlığının geri dönüşü" olarak değerlendirilmiştir. Ancak aslında geri dönen şey, yol ayrımındaki insanlığın, insanlığı seçmesidir. Avrupa'da İsrail'e karşı gösteriler bunlarla sınırlı değildir. Avrupa'nın pek çok şehrinde, İsveç, Almanya, İtalya, Avusturya, İrlanda gibi diğer pek çok ülkesinde İsrail protestoları dalga dalga yayılmıştır.
"Bizi durdurabilecek bir güç yok" diyen Netenyahu'nun ve İsrail'in gücünün asla yetmeyeceği, her bir ferdin kendi dünyasında dalga dalga büyüyen "Küresel bir İnsanlık intifadası" yürümektedir.
Sonuç olarak, Sumud Filosu ve ona eşlik eden küresel insanlık hareketi, Gazze'ye uygulanan ablukayı kırmak ve Filistin halkının sesini duyurmak için önemli bir adım. Bu hareket, sadece bir yardım konvoyu değil, aynı zamanda insanlığın vicdanının bir yansımasıdır. Kazanan insanlık olacaktır!