Suriye'nin batısında yer alan ve "sahil bölgesi" olarak bilinen Lazkiye, Tartus, Hama ve Humus kırsallarında yaşanan etnik temizlik saldırılarının üzerinden tam 60 gün geçti. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) verilerine göre, bu katliamlarda çoğunluğu Alevi olan en az 1700 sivil hayatını kaybetti. Peki, bu katliamların failleri hala cezasız mı? Cezasızlık, yeni katliamların önünü açıyor mu? İşte Suriye'deki son gelişmeler ve adalet arayışının yankıları…
Suriye Sahil Katliamı: Gerçekler Ortaya Çıkacak mı?
Katliamların ardından kurulan Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi'nden henüz somut bir sonuç çıkmadı. Kayıp yakınları ve kamuoyu, komitenin gerçeği ortaya çıkarma veya hesap sorma konusunda ciddi adımlar atmadığı gerekçesiyle endişeli. Hatta bazı kayıp yakınlarının baskı altına alındığı ve "rejim kalıntısı" grupların sorumlu olduğunu kabul ettiklerine dair beyanlara imza atmaya zorlandıkları yönünde iddialar var. Bu durum, suçun asıl faillerini ortaya koyan kanıtların bilinçli olarak görmezden gelindiği şüphesini uyandırıyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, komitenin görev süresinin uzatılmasını adalete ulaşmanın ertelenmesi ve hesap sorma sürecinin sulandırılması olarak değerlendiriyor. Gözlemevi, bu durumun delillerin kaybolmasına ve soruşturmaların manipüle edilmesine olanak sağlayabileceği uyarısında bulunuyor.
Cezasızlık Yeni Katliamların Habercisi mi?
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, cezasızlık kültürünün devam etmesinin yalnızca kayıpları ve yakınlarını tehdit etmekle kalmadığını, aynı zamanda toplumsal çöküşü derinleştirdiğini ve kurumlara olan güveni ortadan kaldırdığını vurguluyor. Gözlemevi, uluslararası topluma acil adım atılması çağrısında bulunuyor.
SOHR'un açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Gerçek bir caydırıcılığın ve hesap verebilirlik ilkesinin yokluğu, yeni katliamların tekrarlanabileceği yönünde güçlü sinyaller veriyor."
Bu durum, Hafız Esad döneminde yaşanan katliamlar sonrası kurulan ancak sorumluları yargılamayan ve sonuçlarını kamuoyundan gizleyen benzer soruşturma komitelerini hatırlatıyor. O komiteler halkın öfkesini yatıştırmak dışında somut hiçbir fayda sağlamamıştı.
Uluslararası Topluma Çağrı: Adalet Yerini Bulacak mı?
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararıyla oluşturulacak tarafsız bir uluslararası komite ya da dürüstlüğü ve bağımsızlığıyla tanınan hâkimlerden oluşacak bağımsız bir heyet kurulması çağrısında bulunuyor. Bu komitenin, tüm yetkiyle donatılmış şekilde sorumluları yargılaması, katliamların arka planını ortaya çıkarması ve adaletin rayından saptırılmasına ya da delillerin karartılmasına izin vermemesi gerektiği vurgulanıyor.
Cezasızlığın sürmesi yalnızca kayıp haklarını tehdit etmekle kalmıyor; aynı zamanda Suriye'de yeni katliamların önünü açıyor, kaosu derinleştiriyor ve toplumsal çözülmeyi hızlandırıyor. Uluslararası toplumun bu yıkıcı süreci durdurmak için acil adımlar atması artık bir zorunluluk hâline gelmiştir.