Halk TV yazarı Mehmet Tezkan, bugünkü köşe yazısında Türkiye'nin savunma sistemi konusundaki muammaları masaya yatırdı. İsrail ve İran'dan kalkan füzelerin Türkiye semalarından geçtiğini ve bu durumun cep telefonlarıyla kaydedildiğini ifade etti. Tezkan, yazısında Milli Savunma Bakanı'na (MSB) kritik bir soru yöneltti: "S-400'ler hala depoda mı, aktif mi?"

Türkiye'nin Hava Savunması Alarm Veriyor mu?

Tezkan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TBMM'nin bu yılki açılışında İsrail'in Türkiye'ye olası bir saldırısından bahsettiğini hatırlatarak, bu durumda MSB'nin neden S-400'leri devreye almadığını sorguladı. "Erdoğan, İsrail’in bir gün Türkiye’ye saldırabileceğini söylüyor. İsrail’den havalanan füze Türkiye üzerinden geçiyor, cep telefonları ile görüntüleniyor. Savunma Bakanı’na soruyorum; S-400’ler hala depoda mı, aktif mi?" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin hava savunma sistemleri konusundaki bu belirsizlik, kamuoyunda büyük bir merak uyandırıyor. S-400'lerin akıbeti, Türkiye'nin savunma stratejisi ve bölgesel güvenlik dengeleri açısından kritik bir öneme sahip.

S-400 Krizi: Diplomatik Bir Taviz mi?

Tezkan'ın yazısında dikkat çeken bir diğer nokta ise S-400'lerin alımının ardındaki olası nedenlere yönelik yaptığı gönderme oldu. "Putin bizi affetsin diye S-400’ler aldık ve depoya kilitledik" ifadesi, Türkiye'nin bu stratejik hamlesinin sadece savunma amaçlı mı olduğu, yoksa Rusya ile ilişkileri düzeltme çabası mı taşıdığı sorularını akıllara getiriyor.

S-400'ler, bilindiği üzere Türkiye ile ABD arasında ciddi bir krize neden olmuştu. ABD, Türkiye'nin bu sistemi alması üzerine CAATSA yaptırımlarını uygulamaya koymuş ve Türkiye'yi F-35 programından çıkarmıştı. Bu durum, Türkiye'nin Batı ile ilişkilerinde önemli bir gerginliğe yol açmıştı.

Peki, S-400'ler gerçekten de "depoya kilitlenmiş" durumda mı? Bu sorunun cevabı, Türkiye'nin savunma politikası ve dış ilişkileri açısından büyük önem taşıyor. Eğer S-400'ler aktif olarak kullanılmıyorsa, bu durum Türkiye'nin hava sahasının savunmasız olduğu anlamına mı geliyor? Ya da bu durum, Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerini koruma ve geliştirme stratejisinin bir parçası mı?

Türkiye'nin Savunma Stratejisi Ne Olmalı?

Türkiye'nin savunma stratejisi, bölgesel ve küresel gelişmeler ışığında sürekli olarak güncellenmelidir. Türkiye, hem kendi güvenliğini sağlamak hem de bölgesel istikrara katkıda bulunmak için güçlü bir savunma sistemine sahip olmalıdır. Bu sistem, sadece S-400'lerden ibaret olmamalı, aynı zamanda diğer hava savunma sistemleri, deniz kuvvetleri ve kara kuvvetleri ile entegre bir şekilde çalışmalıdır.

Türkiye'nin savunma stratejisi, aynı zamanda müttefikleri ile olan ilişkilerini de dikkate almalıdır. Türkiye, NATO üyesi olarak, müttefikleri ile işbirliği içinde hareket etmeli ve bölgesel güvenlik sorunlarına ortak çözümler aramalıdır.

Sonuç olarak, Mehmet Tezkan'ın yazısı, Türkiye'nin savunma sistemi konusundaki belirsizlikleri ve soru işaretlerini bir kez daha gündeme getirmiştir. S-400'lerin akıbeti, Türkiye'nin savunma stratejisi ve dış politikası açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu konuda şeffaf bir bilgilendirme yapılması ve kamuoyunun merakının giderilmesi gerekmektedir.