Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, tüketim boykotlarına yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Tüketim boykotu emperyalist bir operasyondur" başlığıyla yaptığı paylaşımda, Uçum, Türkiye'deki boykot çağrılarını ve 5 Nisan'da ABD'de düzenlenecek eylemleri ilişkilendirerek dikkatleri üzerine çekti. Peki, Uçum'un bu iddialarının ardında yatan gerçekler neler? ## Uçum'dan Boykotlara Sert Eleştiri Uçum, tüketim boykotunu "hukuk ihlali" olarak nitelendirerek, bu tür eylemlerin "yeni nesil" bir taktik olduğunu savundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daha önce yaptığı boykot çağrılarına rağmen, Uçum'un bu çıkışı kafaları karıştırdı. Uçum, boykotların küresel emperyalizmin bir parçası olduğunu ve milli devletlere karşı yapılan operasyonlar olduğunu iddia etti. Uçum'un yazısından satır başları şu şekilde: * "Tüketiciyi alışveriş boykotuna yani tüketim boykotuna çağırma fikri küresel emperyalizmin milli devletlere ve milli tutumlara karşı yaptığı operasyonların bir parçasıdır ve hukuk ihlaline dayanan yeni nesil bir eylemdir." * "Hukuk ihlali yapılarak uygulanması planlanan yeni nesil eylemlerin tamamı küresel emperyalizmin projeleridir. Bunlar global merkezler tarafından geliştirilir ve uygun şartları oluşturulmuş hedef ülkelerde devreye sokulur." * "Örneğin bugün Türkiye’de tüketim boykotu eylemini kışkırtan küresel merkezler 5 Nisan günü ABD’de, milli yaklaşımları sebebiyle küreselcilerle çatışan Trump yönetime karşı hands off (dokunma) eylemini organize ediyor." ## Boykotlar ve Yeni Nesil Eylemler Uçum, hukuk ihlaline dayalı yeni nesil eylemleri şu şekilde sıraladı: * Sembolizmle desteklenen sokak eylemleri ve vandalizm * Milli ve yerli firmaları hedef alan siyasi amaçlı ekonomik ve ticari boykotlar * Tüm ekonomiyi hedef alan tüketicinin alışveriş boykotu (tüketim boykotu) * Genel ekonomik faaliyetin siyasi amaçlı olarak ülke çapında durdurulması Uçum, bu eylemlerin "mandacı kesimler" eliyle devreye alındığını ve Türkiye'nin küresel emperyalist bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu belirtti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın boykot çağrılarına soruşturma açması ve bu çağrıları "ayrıştırıcı söylem" olarak değerlendirmesi, konunun ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Uçum, muhalefetin boykot çağrılarını "neoliberal globalist ajanda" olarak nitelendirerek, amacın kaos çıkarmak ve iktidar değişikliği sağlamak olduğunu iddia etti. Sonuç olarak, Mehmet Uçum'un tüketim boykotlarına yönelik sert eleştirileri ve bu eylemleri emperyalist bir operasyon olarak nitelendirmesi, Türkiye'deki siyasi tartışmaları alevlendirdi. Boykotların meşru bir hak mı, yoksa dış güçlerin bir oyunu mu olduğu sorusu, önümüzdeki günlerde daha çok tartışılacağa benziyor. Bu durum, toplumda kutuplaşmayı artırabilir ve ekonomik istikrarı olumsuz etkileyebilir.