27 Mayıs Darbesi: Karal'dan Şok Sözler! Demokrasi Tehlikede Mi?
Karadeniz Güncel

27 Mayıs Darbesi: Karal'dan Şok Sözler! Demokrasi Tehlikede Mi?


27 May 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 28 May 2025

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal, 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümünde yaptığı açıklama ile Türkiye gündemine oturdu. Karal, darbenin Türk demokrasisi için bir "kara leke" olduğunu vurgulayarak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için demokrasiden taviz verilmemesi gerektiğini belirtti. Peki, Karal'ın açıklamaları ne anlama geliyor? Türkiye demokrasisi gerçekten tehlikede mi?

27 Mayıs Darbesi: Bir Dönüm Noktası

27 Mayıs 1960 darbesi, Türk siyasi tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Darbe ile Başbakan Adnan Menderes ve bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ile Hasan Polatkan idam edilmiş, ülke uzun yıllar sürecek bir siyasi istikrarsızlığa sürüklenmiştir. Hasan Karal, bu darbenin sadece bir hükümete değil, doğrudan halk iradesine yönelik bir saldırı olduğunu ifade etti.

Karal, 27 Mayıs darbesinin ardından gelen 1971 muhtırası, 1980 darbesi, 28 Şubat post-modern darbesi ve 15 Temmuz hain darbe girişiminin de aynı vesayet zihniyetinin devamı olduğunu savundu. Bu darbelerin ortak noktasının, milletin iradesini yok sayarak siyasi sürece müdahale etmek olduğunu belirtti.

Demokrasi Tehdit Altında Mı?

Hasan Karal, demokrasiyi korumanın sadece geçmişteki darbeleri lanetlemekle sınırlı kalmaması gerektiğini vurguladı. Günümüzde de demokrasiyi tehdit eden her türlü açık ya da örtülü müdahaleye karşı ortak bir hassasiyet geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Karal'ın bu sözleri, Türkiye'de demokrasinin hala tehdit altında olduğuna işaret ediyor.

Karal, demokrasinin sadece sandığa gitmekten ibaret olmadığını, gerçek bir demokratik düzenin kuvvetler ayrılığına, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasına, bağımsız yargıya ve hesap verebilir bir yönetime dayandığını belirtti. Bu unsurların eksikliği, demokrasinin zayıflamasına ve otoriterleşmeye yol açabilir.

  • Kuvvetler ayrılığı ilkesinin zedelenmesi
  • Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması
  • Yargı bağımsızlığının ortadan kalkması
  • Hesap verebilirliğin azalması

Bu gibi durumlar, demokrasinin temelini sarsarak otoriterleşmeye zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, Hasan Karal'ın uyarıları dikkate alınmalı ve demokrasiyi güçlendirmek için somut adımlar atılmalıdır.

Gelecek İçin Ne Yapmalı?

Hasan Karal, geçmişin acı tecrübelerinin demokrasiyi yaşatmanın yolunun çoğulculuktan, hukuk devletinden ve özgürlüklerden taviz vermemekten geçtiğini gösterdiğini belirtti. Bu değerleri her dönemde, her şart altında savunmanın tüm toplum kesimlerinin ortak sorumluluğu olduğunu ifade etti.

Karal, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz, 27 Mayıs’ı unutmadık, unutturmayacağız. Aynı acılar yaşanmasın diye, demokrasimizi tüm kurumlarıyla güçlendirmek için çalışmaya, hukukun üstünlüğünü ve özgürlükleri her koşulda savunmaya devam edeceğiz."

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Karal'ın bu açıklamaları, Türkiye'de demokrasi tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Karal'ın uyarıları dikkate alınarak, demokrasinin güçlendirilmesi için gerekli adımların atılması büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, geçmişte yaşanan acıların tekrarlanması kaçınılmaz olabilir.