İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), TBMM gündemindeki İklim Kanunu Teklifi hakkında önemli bir açıklama yaptı. Teklifin, kurum ve kuruluşların daha az enerji tüketerek ve çevresel zararı en aza indirerek üretim yapmalarını sağlayacak düzenlemeler içerdiği belirtilirken, bireysel özgürlükleri kısıtlayıcı herhangi bir hükmün bulunmadığı vurgulandı. Peki, İklim Kanunu tam olarak neyi amaçlıyor ve içeriğinde neler var? İşte tüm detaylar…
İklim Kanunu: Amaç ve Hedefler
DMM'nin açıklamasına göre, İklim Kanunu, Türkiye'nin "2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi ve Yeşil Büyüme" vizyonu doğrultusunda hazırlanmış bir yasal düzenleme. Kanun, iklim değişikliğinin yol açtığı krizlerin ve zararların etkilerini en aza indirmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda;
- İklime dirençli şehirlerin kurulması
- Afet risklerinin azaltılması
- Su ve gıda güvenliğinin sağlanması
- Doğal kaynakların korunması
- Yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması
gibi alanlarda yol gösterici olması hedefleniyor. Ayrıca, biyoçeşitliliğin korunması, ormanların ve yeşil alanların artırılması yönünde de stratejik bir çerçeve sunuluyor.
Kanun Neleri Kapsıyor?
İklim Kanunu, şehir planlaması, altyapı, tarım, hayvancılık, su kaynakları, yeşil alanlar gibi çevresel unsurların yanı sıra enerji, sanayi ve ulaştırma gibi üretim odaklı sektörlerde çevreci ve teknolojik dönüşümü destekliyor. DMM'nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Bu kapsamda çevrenin, toplumun, ekonominin ve halk sağlığının iklim temelli olumsuzluklara karşı dirençli hale getirilmesi hedeflenmektedir."
Her ilde vali başkanlığında kurulacak İl İklim Değişikliği Koordinasyon Kurulu aracılığıyla yerel düzeyde iklim eylem planları hazırlanacak. Bu planlar, her ilin kendi şartlarına uygun olarak ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla oluşturulacak ve en geç 31 Aralık 2027'ye kadar iklim politikalarıyla uyumlu hale getirilecek.
İddialara Cevap: Karbon Vergisi ve Yapay Gıda Zorunluluğu
DMM, İklim Kanunu ile ilgili bazı iddialara da açıklık getirdi. Özellikle, vatandaşlardan karbon vergisi alınacağına dair söylentilerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Açıklamada, temel amacın çevre dostu ve sürdürülebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek, dönüşümü aşamalı ve kalkınma öncelikleri doğrultusunda gerçekleştirmek olduğu vurgulandı. Ayrıca, kanunun tarımsal faaliyetleri sona erdireceği ya da yapay gıdayı zorunlu kılacağı yönündeki iddiaların da asılsız olduğu ifade edildi. Kanunun, organik tarımı ve hayvancılığı destekleyerek gıda güvenliğini ön planda tuttuğu belirtildi.
Sonuç olarak, DMM'nin açıklamaları, İklim Kanunu'nun Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi'ne ulaşmasında önemli bir rol oynayacağını ve bireysel özgürlükleri kısıtlayıcı herhangi bir unsur içermediğini gösteriyor. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, çevreci yatırımların artması, ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanması ve toplumun iklim değişikliği konusunda bilinçlenmesi bekleniyor.