İstanbul'da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından, evlerine girmekten çekinen vatandaşlar parklarda ve bahçelerde kurdukları çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Depremin üzerinden günler geçmesine rağmen, birçok İstanbullu hala tedirgin ve güvende hissetmiyor.

Deprem Korkusu Devam Ediyor

Silivri açıklarında yaşanan deprem, İstanbul'da yaşayan birçok kişiyi derinden etkiledi. Özellikle binaların hasar görmesi veya güvensiz olarak değerlendirilmesi, vatandaşların evlerine dönme konusunda tereddüt yaşamasına neden oluyor. Bahçelievler'deki bir parkta ailesiyle birlikte kalan Hakan Demir, "Eve gitmeye korkuyoruz. Depremden sonra çoğu insanın travması oldu" şeklinde konuştu. Demir, geceleri çadırda kalmanın sıcak olduğunu ancak çadırı olmayanların durumunun daha zor olduğunu belirtti.

Depremzedelerin yaşadığı zorluklar şöyle sıralanabilir:

• Barınma Sorunu: Evlerine giremeyenler için çadırlar geçici bir çözüm olsa da, uzun vadede yetersiz kalabiliyor.
• Hijyen İmkanları: Parklarda ve bahçelerde yaşayanların duş alma ve temizlik gibi temel ihtiyaçları karşılamakta zorlanıyor.
• Psikolojik Travma: Deprem korkusu, özellikle çocuklarda ve yaşlılarda psikolojik sorunlara yol açabiliyor.

"4 Kişi Arabada Yaşıyoruz"

Ailesiyle birlikte 3 gündür arabada yaşayan Ender Çetinkaya, yaşadıkları zorlukları şu sözlerle dile getirdi: "23 Nisan'dan beri sokaktayız. Evimizde kolonlarımız patladı. Demirleri paslı, çürük, elinizle ufalanıyor. 23 Nisan'dan beri 4 kişi bu arabanın içinde yaşıyoruz. Evimize gidemiyoruz, buradaki birçok insan gibi aslında. Geceleri çok soğuk oluyor." Çetinkaya, park ücreti gibi ek masrafların da bütçelerini zorladığını ifade etti.

Yetkililerden Destek Bekleniyor

Depremzedeler, yetkililerden kalıcı çözümler ve destek bekliyor. Güvenli konut imkanlarının sağlanması, psikolojik destek hizmetlerinin sunulması ve temel ihtiyaçların karşılanması, depremzedelerin yaşadığı zorlukların hafifletilmesine yardımcı olabilir.

İstanbul'daki depremzedelerin yaşadığı bu zorlu süreç, dayanışma ve yardımlaşma ruhunu ön plana çıkarıyor. Birçok sivil toplum kuruluşu ve gönüllü, depremzedelere yardım eli uzatıyor. Ancak, kalıcı çözümler için devletin de etkin bir şekilde devreye girmesi gerekiyor.