Bartın ve Kastamonu sınırlarında yer alan Küre Dağları Milli Parkı'nda ilginç bir olay yaşandı. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından yerleştirilen fotokapanlar, yaklaşık 10 yaşında ve 500 kilo ağırlığında olduğu tahmin edilen, sağ kulağı olmayan bir bozayıyı görüntüledi. Bu sıra dışı görüntü, bölgedeki araştırmacıları ve doğa severleri heyecanlandırdı.

Tek Kulaklı Bozayının Gizemi

Ocak ayında Küre Dağları Milli Parkı'na yerleştirilen 10 fotokapan, parkın 37 bin 753 hektarlık alanında ayıların varlığını ve davranışlarını incelemek amacıyla kullanılıyor. Yapılan 6 aylık izleme çalışması sonucunda, kış uykusundan uyanan ve sağ kulağı olmayan bu özel bozayı, fotokapanlara takıldı. Milli park yetkilileri, bu ayının parkın en yaşlı boz ayısı olduğunu tahmin ediyor. Peki, bu ayının kulağı neden yoktu? İşte akla gelen bazı ihtimaller:

• Doğal Bir Anomali: Ayı, doğuştan tek kulaklı olabilir. Genetik bir mutasyon veya gelişimsel bir sorun bu duruma yol açmış olabilir.
• Yaralanma: Ayı, gençlik döneminde veya daha sonraki yaşamında bir kaza sonucu kulağını kaybetmiş olabilir. Kavga, avlanma veya başka bir travma bu duruma neden olmuş olabilir.
• Hastalık: Nadir durumlarda, bir hastalık veya enfeksiyon kulağın kaybına yol açabilir.

Küre Dağları Milli Parkı: Yaban Hayatın Koruma Alanı

Küre Dağları Milli Parkı, Türkiye'nin önemli doğal alanlarından biridir. Zengin bitki örtüsü ve çeşitli yaban hayvanlarına ev sahipliği yapmaktadır. Milli park, bozayıların yanı sıra geyik, kurt, vaşak, karaca gibi birçok tür için de önemli bir yaşam alanıdır. Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü, fotokapanlarla yaban hayatını izleyerek, türlerin korunması için önemli çalışmalar yürütmektedir.

Bozayının Geleceği Ne Olacak?

Tek kulaklı bozayının sağlık durumu ve yaşam koşulları yakından takip edilecek. Milli park yetkilileri, ayının güvenliğini sağlamak ve yaşam alanını korumak için gerekli önlemleri almaya devam edecek. Bu özel ayının varlığı, Küre Dağları Milli Parkı'nın yaban hayatı açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Unutulmamalıdır ki, yaban hayvanlarının korunması, doğal dengenin sürdürülebilirliği için hayati önem taşımaktadır.