Malazgirt ve Çanakkale'nin ittihad ruhu yeniden canlanıyor! Birlik ve beraberlik içinde, Allah'ın yardımıyla kazanılan zaferlerle dolu bir aydayız. Tarih boyunca her saldırı ve işgal girişimine karşı omuz omuza durduğumuz, Türk'ü, Kürt'ü, Arabı, Alevi'si, Sünni'siyle tek yürek olduğumuz Mescid-i Aksa ve Kudüs davamız, maalesef son zamanlarda hiç olmadığı kadar yalnız bırakıldı. Ancak umutsuzluğa yer yok! Necmeddin Eyyubiler, İmadeddin Zengiler, Selahaddin Eyyubi ve Yavuz Sultan Selim gibi atalarımızdan aldığımız ilhamla, zalime karşı kılıç çekmeye, mazlumu korumaya yeniden hazırız.

Malazgirt Zaferi'nden Günümüze: Tarih Tekerrür Ediyor

1071'de Anadolu'nun kapılarını İslam medeniyetine açan Malazgirt Zaferi, inanç, azim ve stratejinin zaferidir. Sultan Alparslan'ın genç yaşında ordusuyla yola çıkarak, İslam'ın kubbesi Ahlat'a ulaşması ve ardından Mısır üzerinden Kudüs'e yönelme hedefi, bugünkü gelişmelerle ne kadar da örtüşüyor! Azez, Dabık, El-Bab, Afrin, Barış Pınarı Harekatı, Bahar Kalkanı Harekatı, Pençe Kilit Operasyonu ve Halep Kalesi'nde dalgalanan şanlı bayrağımız, o günlerden bugüne uzanan bir silsilenin nişanesidir. Şam'da Ümeyye Camii'nde kılınan şükür namazları, mazlumların kurtuluşunun müjdecisidir.

Romen Diyojen'in, Sultan Alparslan'ın Mısır ve Kudüs'e yürüme ihtimaline karşı 200 bin kişilik ordusuyla harekete geçmesi, tarihin bir başka tekerrürüdür. Sultan Alparslan'ın şehadet şerbetini içmeyi göze alarak, beyazlara bürünüp Malazgirt Ovası'nda destan yazması, bizlere ilham kaynağı olmaya devam ediyor. 200 bin kişilik Bizans ordusuna karşı, Sultan Alparslan'ın 10 bin kişilik ordusuyla kazandığı zafer, sağlam bir iman, nizam, hukuk, adalet, ekonomi, savunma sistemi ve liderlik kadrosunun eseridir.

Birlikten Kuvvet Doğar: Yeniden Diriliş Vakti

Peki, bugün neden bu kadar aciziz? Cevap basit: Ecdadımızın sahip olduğu ilim, iktisad, savaş sanayi, uhuvvet, meşveret, birlik, ehliyet, emanet, sadakat, şecaat, hak ve adalet ilkelerinden uzaklaşmamızın bir sonucudur. Ancak umut var! Osmanlı Cihan Devleti'nin varisi Türkiye'miz, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yeniden bu ilkelere dönüşün işaretlerini veriyor. Dün Selahaddin Eyyubi gibi El-Bab'a, Azez'e, Halep'e, Şam'a yürüyen, bugünün Ayasofya Camii Kebiri'nin hadimi, en yakın zamanda Kudüs'ün de fatihi olacaktır. Yeter ki, ırkçılık, mezhepçilik, tarikatçılık ve particilik gibi fitnelerden uzak durarak, feraset, basiret ve hikmetle olaylara bakalım.

Unutmayalım ki, "Bir leş olmamak için acilen birleşmeliyiz!" ve "Biz birbirimizi yemezsek bizi kimse yiyemez!" gerçeğini idrak etmeliyiz. Yeniden Malazgirt ve Çanakkale ruhuna dönerek, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeliyiz. Bu ruhla, Kudüs'ü özgürleştirecek, Mescid-i Aksa'yı yeniden İslam'ın nuruyla aydınlatacağız.

Allah'ım! Müslümanları, Müslümanlarla imtihan eyleme! Müslümanları, Müslümanlara musallat eyleme! Müslümanların düşmanlarını Müslümanlardan eyleme! Kaldıramayacağımız yaygın hastalık, zelzele, kuraklık, sel ve düşman işgali gibi bela ve musibetlerle bizi imtihan eyleme! Ve rahmetini, bereketini ve nusretini acilen ihsan eyle! Amin.

Hakk'ın batıla galebe çalarak Anadolu kapılarını eşsiz İslam medeniyetine açan, 1071 Malazgirt Zaferi'nin 954. yılında başta Ebu'l Feth Sultan Alparslan Önderimizi ve Kahraman Askerlerini rahmetle ve minnetle anıyoruz! Cümle şühedanın ruhunayine el Fatiha!

Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde "İslam Sözleşmesi"nin uygulanması, Mukaddes Mescid-i Aksa'mızın, Filistin'imizin, Osmanlıcamızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle. Selam, sevgi ve duayla.