Tokat'ta Yeşilırmak Nehri'nde yaşanan balık ölümleri büyük bir çevre felaketini gözler önüne serdi. Vatandaşlar nehrin yüzeyinde yüzen yüzlerce ölü balıkla karşılaştı. Uzmanlar, olayın nedenini araştırırken, ilk belirlemelere göre oksijen eksikliğinin balık ölümlerine yol açtığı tespit edildi. Ancak bu oksijen eksikliğinin doğal sebeplerden mi yoksa insan kaynaklı faktörlerden mi kaynaklandığı sorusu gündeme geldi.

Yeşilırmak'ta Balık Ölümleri: Sebebi Ne?

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nden Dr. Öğretim Üyesi Ekrem Burhan, Yeşilırmak'taki balık ölümlerinin ardındaki gerçeği açıkladı. Burhan'a göre, temel neden oksijen eksikliği olsa da, bu durumun doğrudan doğal kaynaklı olmadığını vurguladı. Zirai ve kimyasal atıkların nehre karışması sonucu oksijen seviyesinin düşmesi, balıkların toplu ölümüne yol açmış olabilir. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında tarım alanlarından yıkanan azotlu ve fosforlu gübreler ile zirai ilaçlar, nehirlerde ötrofikasyona neden olarak sucul bitkilerin aşırı çoğalmasına ve oksijenin tükenmesine yol açabiliyor.

Vatandaşlar Ne Diyor? Çözüm Bekleniyor!

Amasya'da yaşayan vatandaşlar da balık ölümlerinden duydukları endişeyi dile getiriyor. Bölge esnaflarından Mehmet Sağ, "Tedbir alınması lazım. Teknoloji ilerledi, arıtma sistemi ilerledi, artık bunun önüne geçilmeli. Yazık günah, bir sürü balık öldü. Irmaktan binlerce balık aktı. Her sene maalesef bu yaşanıyor. Şehrin diğer komşu illerdeki fabrika atıklarından kaynaklanabilir. Ama her sene bu yaşanıyor. Buna çözüm bulunması lazım" şeklinde konuştu. Döndü Olgun ise "Amasya'da son günlerde ölü balıkların aktığını görüyoruz. Biz bunu her yıl yaşıyoruz. Genellikle bu dönemlerde oluyor ve fabrikaların atıklarından kaynaklanıyor diye yıllardır konuşuluyor. Tabi biz bunu da net olarak bilmediğimiz için insanların günahını da almayalım. Yağmurdan da kaynaklanmış olabilir. Sonuçta ırmağımızın suyu az yağmur da yağdığı zaman bir çamurlaşma oluyor. Bu ırmaktaki oksijeni azaltıp balıkların ölümüne sebep oluyor olabilir ama ben inanıyorum ki bu işle ilgilenen mülki amirlerimiz sorunu çözeceklerdir" dedi.

Önlemler Alınmalı, Çevre Bilinci Artırılmalı

Yeşilırmak'ta yaşanan bu üzücü olay, su kaynaklarının korunması ve çevre bilincinin artırılması gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Tarımsal faaliyetlerde kullanılan kimyasalların kontrolsüz kullanımı, sanayi atıklarının arıtılmadan doğaya bırakılması gibi faktörler, su ekosistemlerini ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu tür olayların önüne geçmek için:

• Zirai ilaç ve gübre kullanımında bilinçli olunmalı,
• Sanayi tesislerinin atık su arıtma sistemleri düzenli olarak denetlenmeli,
• Çevre bilincini artırmaya yönelik eğitimler düzenlenmeli,
• Su kaynaklarının kirlenmesini önleyici yasal düzenlemeler yapılmalı ve uygulanmalıdır.

Yeşilırmak'tan ve ölü balıklardan alınan numunelerin incelenmesi devam ederken, yetkililerin sorunun kaynağını tespit ederek kalıcı çözümler üretmesi bekleniyor. Aksi takdirde, bu tür çevre felaketleri tekrarlanmaya devam edecek ve doğal yaşamın dengesi bozulacaktır.