Eski asker ve DEVA Partisi Kurucu Üyesi Metin Gürcan, yeniden görülen davada "devletin güvenliği ve siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri temin etmek" suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karar, Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kamu güvenliği gerekçesiyle kapalı oturumda açıklandı. Gürcan'ın yabancı misyon temsilcilerine casusluk yaptığı iddiasıyla yargılandığı davada, mahkeme heyeti sanığın savunmasını aldıktan sonra hükmü verdi.

Davanın Geçmişi ve Gelişimi

Metin Gürcan hakkındaki soruşturma, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2021 yılında "casusluk" suçlamasıyla başlatılmıştı. İddianamede, Gürcan'ın yabancı misyon temsilcilerine para karşılığında Türkiye'nin Suriye ve Irak'a yönelik askeri operasyonları, bu bölgelerdeki gözlem noktaları, askeri birlikleri ve bu birliklerin hareketliliği, Türkiye'nin Libya'daki askeri gücü ve faaliyetleri gibi birçok hassas konuda bilgi verdiği öne sürülmüştü. Süreç içerisinde tutuklanıp serbest bırakılan Gürcan, daha önce de aynı suçtan 5 yıl hapis cezası almış ancak bu karar istinaf tarafından bozulmuştu. Yeniden görülen davada ise ceza artırılarak 16 yıl 8 aya çıkarıldı.

• 26 Kasım 2021: Metin Gürcan gözaltına alındı.
• 29 Kasım 2021: Tutuklanarak cezaevine gönderildi.
• 2022: Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
• 15 Haziran 2023: 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
• Ankara Bölge Adliye Mahkemesi: Kararı bozdu.

İddianamede Yer Alan Suçlamalar

İddianamede yer alan bilgilere göre Metin Gürcan'ın, Türkiye'nin dış politikasına ilişkin düzenlenen toplantıların içerikleri, Türkiye'nin geliştirdiği İHA ve SİHA'lara dair bilgiler gibi birçok hassas konuyu yabancı misyon temsilcileriyle paylaştığı iddia ediliyor. Bu bilgilerin, devletin güvenliği ve siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgiler olduğu vurgulanıyor. Gürcan'ın bu bilgileri para karşılığında temin ettiği de iddialar arasında.

Askeri Casusluk Nedir?

Askeri casusluk, bir ülkenin askeri sırlarını, stratejilerini veya teknolojilerini başka bir ülkeye veya kuruluşa gizlice aktarma eylemidir. Bu, devletin güvenliğini ciddi şekilde tehdit eden bir suçtur. Askeri casusluk faaliyetleri, savaş zamanında veya barış döneminde gerçekleştirilebilir ve genellikle yüksek teknolojili yöntemler veya insan istihbaratı kullanılarak yapılır. Bu tür faaliyetler, bir ülkenin savunma kapasitesini zayıflatabilir, askeri operasyonlarını tehlikeye atabilir ve ulusal güvenliği riske atabilir. Casusluk faaliyetleri, sadece askeri bilgileri değil, aynı zamanda diplomatik sırları, ekonomik verileri ve teknolojik gelişmeleri de içerebilir. Bu nedenle, askeri casuslukla mücadele, devletlerin ulusal güvenlik stratejilerinin önemli bir parçasıdır.

Metin Gürcan'ın aldığı bu ceza, Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik tehditlere karşı ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Davanın kamuoyunda yarattığı yankı, bu tür suçların ciddiyetini bir kez daha gözler önüne seriyor. Gürcan'ın avukatlarının karara itiraz edip etmeyeceği ise merak konusu.