İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı boykot soruşturmasında flaş bir gelişme yaşandı. Sosyal medyada ayrıştırıcı söylemlerle boykot çağrısı yapan ve gözaltına alınan Cem Yiğit Üzümoğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Peki, bu kararın perde arkasında neler var? İşte tüm detaylar...
Boykot Soruşturması Neden Başlatılmıştı?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medya üzerinden yapılan ayrıştırıcı boykot çağrıları üzerine harekete geçmişti. "Nefret ve Ayrımcılık" ile "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik" suçlarından re'sen başlatılan soruşturma kapsamında 16 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Bu şüphelilerden 11'i, aralarında oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu'nun da bulunduğu isimler, gözaltına alınmıştı.
Şüphelilerin emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilmeleriyle süreç daha da merak uyandırmıştı. Adliye önünde toplanan Ahmet Mümtaz Taylan ve Kubilay Aka gibi ünlü oyuncular, meslektaşlarına destek olmak için oradaydı.
Mahkeme Kararı Ne Oldu?
Sulh Ceza Hakimliği'nde ifade veren 11 şüpheli, yurtdışı çıkış yasağı ve imza şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Serbest bırakılan oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu, adliye çıkışında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu:
Hakkımızı savunmak dışında yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Haklarımız doğrultusunda protesto etmekte, yürüyüş yapmakta, sözümüzü, fikrimizi beyan etmekte özgürüz. Özgür olmaya da devam edeceğiz. Bunun önünde bir engel varsa da, bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz.
İfade Özgürlüğü Tartışmaları Alevlendi mi?
Bu soruşturma ve sonrasında verilen serbest bırakılma kararı, ifade özgürlüğü sınırları konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok kişi, boykot çağrısının ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunurken, bazıları ise bu tür çağrıların toplumu ayrıştırıcı ve kin dolu söylemlere yol açabileceği gerekçesiyle suç teşkil ettiğini düşünüyor.
Türkiye'de ifade özgürlüğü, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak bu özgürlüğün de belirli sınırları bulunmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nda yer alan bazı maddeler, nefret söylemi, halkı kin ve düşmanlığa tahrik gibi durumları suç olarak tanımlamaktadır.
Sonuç
Boykot soruşturması kapsamında yaşanan bu gelişmeler, Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarının ne kadar hassas bir konu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Soruşturmanın ilerleyen aşamalarında neler yaşanacağı ve mahkemenin nihai kararının ne olacağı ise merakla bekleniyor.