Kars'ta yaşayan perdeci Kazım Kazaklı, kültürel mirası yaşatma çabasıyla dikkat çekiyor. 60 yaşındaki Kazaklı, annelerinden ve ninelerinden kalan eski dantelleri, kanaviçeleri ve bohçaları özenle onarıp yeniden kullanılabilir hale getiriyor. Müşterilerinin duygusal bağ kurduğu bu el emeği ürünler, Kazaklı'nın elinde adeta yeniden hayat buluyor.
El Emeği Göz Nuru Miras
Kazım Kazaklı, mesleğini sadece bir geçim kaynağı olarak görmüyor. Onun için bu iş, geçmişle gelecek arasında bir köprü kurmak anlamına geliyor. Müşterilerinin getirdiği el işlemelerini tamir ederken, onların hikayelerini de dinliyor ve duygusal bir bağ kuruyor. Kazaklı, bu durumu şu sözlerle ifade ediyor:
"Bazen müşterilerimiz, annelerinden, ninelerinden kalan dantelleri, bohçaları, kanaviçeleri gözyaşlarıyla getiriyorlar. 'Bu, annemin kokusunu taşıyor' diyorlar. O yüzden bu iş bizim için çok kıymetli."
Kazaklı, eski dantelleri yenileyerek runner (bir tür masa örtüsü) yapıyor, havlu başlarına işliyor. Bu parçaların sadece bir bez parçası olmadığını, emek, gözyaşı ve hatıra barındırdığını vurguluyor.
Gençlere Çağrı: Bu Sanat Ölmesin!
Kazım Kazaklı, mesleğini genç nesillere aktarmak istediğini de belirtiyor. Bu el emeği göz nurunun kaybolmaması için gençlerin bu sanatı öğrenmesi gerektiğini söylüyor. Kazaklı, gençlere şu çağrıda bulunuyor:
"Herkes bir şeyler yapıyor ama bu işin kıymetini bilenler sahip çıkmalı. Burada makinelerimiz var, iş var, meslek var. Gelin öğrenin, iş sahibi olun. Çalışmadan, üretmeden bir yere varamayız. Gençler üretin, çalışın. Elinizde meslek olursa, geleceğiniz de olur. Üretkenliği durdurmayın, bu sanatlar ölmesin. Şimdi ben yapıyorum ama benden sonra kim yapacak? Gençler öğrenmezse, bu işlerin geleceği yok."
Kazaklı'nın bu çağrısı, kültürel mirasımızın korunması ve gelecek nesillere aktarılması için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Duygusal Anlar ve Anlamlı Bir Miras
Kazım Kazaklı, mesleği sırasında zaman zaman duygusal anlar yaşadığını da dile getiriyor. Bir gün bir hanımefendinin kendisine annesinden kalan bir danteli getirdiğini ve "Beni bu dantelin içinde büyüttüler. Bu benim anamın kokusunu taşıyor" dediğini anlatıyor. Bu anı, Kazaklı'yı derinden etkiliyor ve mesleğinin ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha anlamasını sağlıyor.
Kazım Kazaklı'nın Kars'ta yürüttüğü bu anlamlı çalışma, kültürel mirasın korunması ve yaşatılması adına önemli bir örnek teşkil ediyor. Onun özverili çabaları sayesinde, annelerimizin ve ninelerimizin el emeği göz nuru eserleri gelecek nesillere aktarılmaya devam edecek. Bu miras, sadece birer eşya değil, aynı zamanda birer duygu, birer hatıra ve birer kimlik sembolü olarak yaşamaya devam edecek.